Yeni Sitemize Yönlendiriliyorsunuz !

Join the forum, it's quick and easy

Yeni Sitemize Yönlendiriliyorsunuz !

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Dünya'daki Türk Toplulukları

    HacKerByPaNter
    HacKerByPaNter


    Mesaj Sayısı : 195 Aldığı teşekkürler : 5450 Nereden : Olduğu Yerden. Kayıt Tarihi : 06/02/11

    Dünya'daki Türk Toplulukları  Empty Dünya'daki Türk Toplulukları

    Mesaj tarafından HacKerByPaNter Çarş. Şub. 16, 2011 1:59 pm

    Afganistan Türkleri
    Nüfusları 1.800.000 civarında olup yaşadıkları şehirler* Farab* Belh* Samangan* Kunduz* Tahhar ve Bedahşan'dır. Bunlar Özbekler* Türkmenler* Kazaklar ve Kırgızlar olarak alt gruplara ayrılmış olup sürekli bir iç savaşın yaşandığı ülkede durumları belirsizdir. Ancak Özbek General Raşid Dostum komutasındaki Özbekler* Taliban vb. gruplara karşı mücadele vermektedirler.

    Afganistan'da Türk dilini konuşanlar genel nüfusun % 10'unu kapsarlar. Türkçe burada üçüncü sırada dil grubudur. Afganistan'da sağlıklı bir nüfus sayımı yapılamadığı için verilen değerler tahminidir. Afganistan'daki Türk grupları şunlardır;

    Özbekler: Afganistan'da* Farab* Belh* Mezar-ı Şerif* Samangan ve Kunduz'da yaşamaktadırlar. Sayıları 1 ile 1.5 milyonu bulduğu sanılmaktadır. Çiftçilikle ve hayvancılıkla uğraşırlar.

    Türkmenler: Ülkenin Kuzeybatısında yaşarlar. Tahmini sayıları 200 bin civarındadır. Bunlar Teke* Şalar* Sarık* Çekra* Mavrı* Tarık aşiretleridir. Genellikle göçer vaziyette yaşamaktadırlar.

    Kırgızlar: Afganistan'ın kuzeybatısında Tahhar ve Bedahşan bölgelerine yerleşmişlerdir. Sayıları 90 bin civarındadır. Büyük çoğunluğu hayatlarını göçebe olarak sürdürmektedirler.
    Kazaklar : Sayıları azdır. Tamamı göçebe olarak yaşarlar. Çin bölgesinden göçebe olarak geldikleri zannedilmektedir.Afganistan'da Türk dili konuşanların okuma-yazma oranları çok düşüktür. Ekonomileri pamuk ve şeker pancarına dayanmaktadır. Ayrıca hayvancılık önemli bir yer tutar. Karakul koyunu ve el halıcılığı revaçtadır.
    HacKerByPaNter
    HacKerByPaNter


    Mesaj Sayısı : 195 Aldığı teşekkürler : 5450 Nereden : Olduğu Yerden. Kayıt Tarihi : 06/02/11

    Dünya'daki Türk Toplulukları  Empty Geri: Dünya'daki Türk Toplulukları

    Mesaj tarafından HacKerByPaNter Çarş. Şub. 16, 2011 2:00 pm

    Ahıska Türkleri
    1578 yılından 1828 Rus işgaline kadar Anadolu'dan bölgeye yerleştirilen ve Anadolu Türklüğü'nün ayrılmaz bir parçası olan Ahıska Türkleri'nin asıl vatanı bugünkü Gürcistan Cumhuriyeti'nin toprakları içinde kalan ve Türkiye ile komşu olan Ahıska* Ahılkelek* Aspinza* Adıgen ve Bogdanovka vilayetleridir. Buraya yerleşen Türkler'e Ahıska Türkleri denmesinin sebebi ise bu vilayetleri içine alan bölgenin coğrafi isminin Ahıska olmasından ileri gelmektedir.

    Son 70 yılda 3 defa sürgüne uğrayan ve 1944 yılında kanlı diktatör Stalin'in hışmına uğrayan ve sürgüne tabi tutulan bir Türk grubu da Ahıska Türkleri'dir. Ahıska Türkleri bu kanlı sürgünde SSCB'nin birçok bölgelerine dağıtılmışlar ve binlerce şehit vermişlerdir.
    Ahıska Türkleri bugün 13 Cumhuriyetin 264 değişik bölgelerinde yaşamaktadırlar. Rusya Federasyonunu 28 yerleşim biriminde 70 bin* Kazakistan'da 145 bin* Azerbaycan'da 106 bin* Kırgızistan'da 57 bin* Özbekistan'da 30 bin* Ukrayna'da 18 bin* Türkiye'de 200 bin* çeşitli ülkelerde 3000 olmak üzere 629 bin Ahıska Türkü yaşamaktadır.. Bunların sosyal* kültürel ve eğitimle ilgili pek çok problemleri mevcuttur.

    Bulundukları ülkelerde oluşturdukları kültür merkezlerinde Ahıskalılar kimliklerini koruma mücadelesi vermektedirler.Özbekistan* Kazakistan ve Kırgızistan'da Ahıska Türklerinin kurduğu çok sayıda Türk Kültür Merkezinde bu çaba gösterilmektedir.Özbekistan'da bulunan Ahıskalılara ait kültür merkezi* Özbekistan Medeniyet Vakfı bünyesinde 1992 yılı başında "Türk Medeniyet Merkezi" adı ile kurulmuştur. Merkezin başında Dr. Ömer Salman bulunmaktadır. Kazakistan Ahıska Kültür Merkezi 1991 yılında Dr. Tevfik Kurdayev Haşimoğlu tarafından Almatı'da kurulmuştur. Merkezde Türkçe* din bilgisi gibi dersler verilmektedir. Ayrıca merkez* Türkiye'den Kazakistan'a giden Türk vatandaşlarına da kapılarını açmaktadırlar.Kırgızistan'da bulunan Ahıska Türkleri tarafından 1991 yılında kurulan Türk Medeniyet Merkezi'nin başında eski milletvekili İzzet Maksudov bulunmaktadır. Bu üç merkezin stratejik açıdan önemleri çok büyüktür. Türk* Kazak* Kırgız* Özbek kardeşlikleri arasında nifak tohumları ekmek isteyenlere karşı bu merkez mühim görevler üstlenebilecek yapılanmalar haline getirilebilir.

    Ahıska Türkleri'nin neden sürgüne tabi tutuldukları tam 47 yıl gizli tutuldu. Gerekçe olarak bu 47 yıl boyunca ileri sürülen ise yalnızca tahmin edilen* varsayılan gerekçelerdi... 1991 yılında sürgünle ilgili belgelerin önemli ölçüde yayınlanmasıyla konu açıklık kazandı. SSCB'nin Halk İçişleri Komiseri Gürcü asıllı Lavrentiy Beriya* savaş sebebiyle bütün yetkileri elinde toplayan Devlet Savunma Komitesi Başkanı Gürcü İ. V. Stalin'e gönderdiği teklif niteliğindeki mektubunda (24 Temmuz 1944) "Gürcistan SSC'nin Türkiye sınırlı bölgelerinde oturan Türk nüfusun önemli bir kısmı yıllardır Türkiye tarafındaki akrabalarıyla temas etmek suretiyle muhaceret eğilimi içerisinde olup* kaçakçılık yapmakta* Türk istihbarat organları için casus angaje etme kaynağı oluşturmakta ve eşkiyaya insan gücü temin etmektedir" diyerek* bu sebeple 16700 hanenin (86 bin kişilik nüfus* bazı kaynaklarda bu rakam 91 bin olarak ifade ediliyor* ayrıca 40 bin kişi de askerde) Ahıska bölgesinde Orta Asya'ya sürülmesini ve bunların yerine de Gürcistan'ın toprak sıkıntısı çekilen kazalarından 7000 Gürcü hanenin iskan edilmesini teklif ediyordu.

    Bu teklifini bir hafta sonrasında Stalin tarafından imzalanan yukarıda zikredilen tarih sayılı Devlet Savunma Komitesi Kararıyla da "sürgün" başlıyordu. İşin ilginç tarafı Beriya'nın hazırladığı gerekçeli teklif ile Stalin'in imzaladığı gerekçeli kararın aynı ifadelerden oluşmasıydı. Şüphesiz ki bütün bunlardan daha ilginç olanı gerek teklifte* gerek kararda yer alan iddiaların gerçek dışılığı ve ciddiyetten uzaklığıdır.

    Türk toplulukları içerisinde kendi yönetimi olmayan tek Türk topluluğu olan Ahıska Türkleri kendi okulları ve yayın organları yoktur. Yeni yeni kültür merkezleri* dernek veya cemiyet kurmaya başlamışlardır. Geniş bir alana sürüldükleri halde Türklüklerinden hiçbir şey kaybetmemişler* bugüne kadar Türk adını şan ve şerefle yaşatmışlardır.

    Dede Korkut Kitabı'nda "Ak-Sıka" (Ak Kale)* 481 yılına ait kayıtlarda "Akesga" adlarıyla anılan eski Oğuzlar beldesi Ahıska* Gürcüce "Yeni Kale" anlamına gelen Ahal-Thise'nin Türkçe ve Farsça şekli olarak da yorumlanmaktadır. İslamın ilk fetihleri esnasında Hz. Osman'ın hilafetine rastlayan dönemde Şam valisi Muaviye'nin kumandanlarından Habib b. Mesleme tarafından ele geçirilen Ahıska* 1267-68 yıllarında da Moğolların hakimiyeti altına girmiş* daha sonraki yıllarda bölgenin yarı bağımsız valileri "Atabeğ"ler tarafından yönetilmiştir.

    Ahıska* Atabeğleri Lala Mustafa Paşa'nın* Çıldır Savaşı (1578) sonunda Osmanlı idaresine girdiler. Son atabek Minüçihr Osmanlı'ya bağlılığını bildirerek müslüman oldu ve Mustafa Paşa adını aldı. Bu tarihten sonra Ahıska yeni kurulan Çıldır eyaletinin merkezi haline getirildi ve tahriri yapıldı. Ancak* Çıldır'ın savaşlarda harap olması üzerine Ahıska eyalet oldu* bir ara Safevilerin de eline geçen şehir* 1635 yılında tekrar Osmanlı hakimiyetine girdi. 1828 yılında Rusların idaresine girinceye dek tam 250 yıl Osmanlının serhat şehri olarak kalan Ahıska Türkiye sınırlarından kopunca bu bölgede yaşayan Serhat Türklerinin kötü talihi de işlemeye başladı.

    1853-1856 Osmanlı-Rus savaşı esnasında bir kısım Ahıskalı Osmanlı ordusuna yardımcı oldukları gerekçesiyle üzerlerinde yoğunlaşan baskılardan kaçarak Erzurum'a sığındılar. Yine bu savaş sonrasında Kars'ın Osmanlı sınırlarından koparılmasıyla Ahıska Türkiye sınırından bir hayli uzakta kaldı. Bu dönemde Kuzey Doğu Anadolu'dan Ahıska bölgesine doğru bir Ermeni göçü yaşandı.
    HacKerByPaNter
    HacKerByPaNter


    Mesaj Sayısı : 195 Aldığı teşekkürler : 5450 Nereden : Olduğu Yerden. Kayıt Tarihi : 06/02/11

    Dünya'daki Türk Toplulukları  Empty Geri: Dünya'daki Türk Toplulukları

    Mesaj tarafından HacKerByPaNter Çarş. Şub. 16, 2011 2:01 pm

    Balkanlarda Yaşayan Türkler
    Türkler'in Balkanlara yerleşmesi çok eski tarihlere dayanmaktadır. Türkler Balkanlar'a iki ayrı yoldan gelmişlerdir. Birincisi Hazar Denizi-Karadeniz kuzeyinden* ikincisi ise güneyden Anadolu üzerindendir.
    Balkanlar'a gelen ilk Türk kavimleri MS 300 yıllardan itibaren Karadeniz'in kuzeyden geçerek bölgeye yerleşmişlerdir. Bunlar Oğur (Utrugur* Kutrugur)* Bulgar* Peçenekler* Oğuzlar* Kumanlar (Kıpçaklar) gibi Türk boylarıdır. Ancak bu Türk kavimlerinin büyük bir çoğunluğu hıristiyanlığı kabul ederek Slavlaşmışlardır. Sayıları yediyi bulan bu Türk boyları tarihçiler tarafından "Kayıp Türk Kavimleri" veya "Asimile Kavimler" "olarak adlandırılmıştır. Tarihçilere göre Orta Asya'daki göçebe hayatını devam ettiren* bir türlü yerleşik ve organize olmayan bu boyları birbirleri ve/veya bölgedeki Bizans* Slav* Lâtin vb. gruplarla girdikleri amansız çatışmalar* özellikle Slav ve Bizanslıların ideolojik baskıları sebebi ile kimliklerini kaybetmişlerdir.

    Balkanlar'a giren ikinci Türk kuşağı ise Anadolu üzerinden olmuştur. Orta Asya'dan gelip Anadolu'ya yerleşen Türkler* Osmanlı Beyliği zamanında Çanakkale boğazını geçerek Balkanlar'a ayak basmış* 1526 yılında kazanılan Mohaç zaferi ile Balkanlar'da kesin ve mutlak Türk egemenliği başlamıştır. Anadolu'dan seçme aileler Batı Trakya* Bulgaristan* Makedonya* Eski Yugoslavya ve Romanya'ya yerleştirilmiştir. XIX.nci yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunun zayıflamaya başlaması ile Balkanların yavaş yavaş yitirilmesi ve 1830 yılında Yunanistan'ın* 1878 Berlin Anlaşması ile Sırbistan* Romanya ve Karadağ'ın bağımsızlığının kabulü* 1909 yılında yapılan Petersburg anlaşması ile Bulgaristan'ın* 1911-12 Balkan Savaşı esnasında Arnavutluğun bağımsızlığını kazanması sonucu Balkanlar Türk hakimiyetinden çıkmıştır.

    Özellikle 1830 yıllarından sonra Balkanlar Türk insanı mezbahası haline gelmiş* Türk şehirleri yakılıp yıkılmış* Türk mal varlığı yağmalanmış* Anadolu'ya akın akın göç başlamıştır. Bütün bunlar sonucu Türkler Balkanlarda kimliklerini muhafaza etmeye çalışan azınlık haline düşmüştür.
    HacKerByPaNter
    HacKerByPaNter


    Mesaj Sayısı : 195 Aldığı teşekkürler : 5450 Nereden : Olduğu Yerden. Kayıt Tarihi : 06/02/11

    Dünya'daki Türk Toplulukları  Empty Geri: Dünya'daki Türk Toplulukları

    Mesaj tarafından HacKerByPaNter Çarş. Şub. 16, 2011 2:03 pm

    Bulgaristan Türkleri
    BULGARİSTAN


    1989 yılından itibaren dışa açılma ve liberalizasyon sürecine giren Bulgaristan Cumhuriyeti 110910 km2'lik yüzölçümüne ve 1995 verilerine göre % 0*3 nüfus artışı oranıyla 8*4 milyon nüfusa sahiptir Nüfusun % 85'i Bulgar* % 8*5 Türk* % 2*6 Çingene* % 2*5 Makedon* % 0*3'ü Ermeni* % 0*2'si Rustur.
    Kuzey ve güneydoğu bölgeleri dağlık olan Bulgaristan'ın diğer bölgeleri ise ovalıktır 608 kmsi Romanya Cumhuriyeti* 494 kmsi Yunanistan Cumhuriyeti* 318 kmsi Yugoslavya Federal Cumhuriyeti* 240 kmsi Türkiye Cumhuriyeti ve 148 kmsi Makedonya Cumhuriyeti'yle olmak üzere 1808 km kara sınırına sahiptir Başlıca doğal kaynakları boksit* bakır* kurşun* çinko* kömür* kerestedir Arazinin % 34'ü ekilebilir alan (Devamlı ekilen alan %3-5 arasında değişmektedir)* % 18 mera ve otlaklar* % 35'i ise ormanlık alandır.

    İdari açıdan 9 bölgeye ayrılan Bulgaristan* tek taraflı 240 üyeli Ulusal Meclise sahiptir 19 Nisan 1997 tarihinde yapılan erken seçimde halkın % 52*23 oyunu alan Birleşik Demokratik Güçler lideri İvan Kostov başkanlığında 21 Mayıs 1997'de kurulan hükümet görev yapmaktadır.240 sandalyeli Bulgaristan Parlamentosunda Ulusal Selamet İttifakı içinde yeralan Hak ve Özgürlük Hareketine mensup 15 Milletvekili ile Birleşik Demokratik Güçler içinde yeralan 1 milletvekili olmak üzere Türk azınlığından toplam 16 Milletvekili bulunmaktadır.



    Ekonomik Durumu


    Belirtileri daha önceden ortaya çıkmakla birlikte 1997 yılı Bulgaristan için önlenemez bir kriz yılı olmuş ve Bulgaristan hiperenflasyon yaşamıştır Ocak 1997'de leva güç kaybederek* bir $ karşılığı 3270 Leva'ya kadar yükselmiş* seçim kararının alınmasıyla birlikte mart ayında $ leva paritesi 1588'ye kadar düşmüş* Şubat 1997 ayında yaşanan aylık %242*7 enflasyon oranından mart ayı enflasyonu %12*27'ye inmiştir.
    Bu aşamada* IMF krizin kontrol altına alınmasıyla ilgili destek vermiş* Dünya Bankası ve Avrupa Birliği'yle birlikte* ülkeyi seçime ***ürecek geçici Hükümetle anlaşmaya varılarak gerekli kredi ve yardım sağlanmıştır Kısa süre içerisinde Şubat 1997 ayında 400 milyon $' düşen döviz rezervleri Mayıs 1997 ayında 1*640 milyon $'a yükselmiştir. 21 Mayıs 1997 tarihinde yapılan seçimlerle birlikte Hükümet* İvan Kostov başbakanlığında* Demokratik Güçler Birliği tarafından kurulmuştur. Ciddi bir ekonomik krize sürüklenmiş Bulgaristan'da yıl içerisinde ekonomik dengeler yeniden kurulmaya başlamıştır IMF ve Dünya Bankasının önerisiyle 1 Temmuz 1997'de uygulamaya geçen Para Kurulu'yla birlikte bire bir sabit pariteyle bin Leva bir Alman Markına endekslenmiş ve yılın ilk üç ayında 1000 seviyesinde gerçekleşen enflasyon kontrol altına alınmış ve yıl sonunda % 578*6'lık bir enflasyon oranına ulaşılmıştır. Gayrı Safi Milli Hasıla'nın 6*3 olarak öngörülen 1997 bütçe açığı % 3*1 olarak gerçekleşmiştir Harcamalar kısıtlanmış* Katma Değer vergisi %18'den % 22'ye yükseltilmiş ve bütün ürünler için aynı rakam öngörülmüştür Vergi toplanması işlemine ağırlık verilmiştir. 1996 yılında %10*6 oranında düşen GSMH* 1997yılına da % 7*4 oranında düşme göstermiş ve 9*2 milyar Dolar olarak gerçekleşmiştir.

    Döviz rezervleri 1997 yılında 2*4 milyar dolara yükselerek aynı zamanda Bulgaristan'ın tarihindeki en yüksek rezerv miktarına da ulaşılmıştır. Bulgaristan ekonomisindeki bir başka sorun 9*7 milyar Dolar olan dış borçtur Dış borçların büyük çoğunluğunu yüksek faizli ticari krediler oluşturmaktadır Kısa vadeli borçların toplamı dış borç yükü içerisinde % 13'dür 1998 yılı için 1 *2 milyar dolar dış borç ana para ve faiz ödemesi yapılması öngörülmüştür.1992 yılından buyana yapılan özelleştirme kapsamında Bulgaristan'daki işletmelerin % 20*5 özelleştirilmiştir Sanayi üretiminde özel sektörün payı % 30'lar seviyesindedir. Özel sektörün genel ekonomi içerisindeki payının üç yıl içerisinde % 70'i aşması beklenmektedir Hükümet önceliklerini özelleştirme ve yabancı yatırıma vermiş bulunmaktadır 1992 yılından buyana gelen yabancı sermaye 1*4 milyar Dolardır 1997 yılında 636 milyon dolar olmuştur 1997 yılı içerisinde ilk sırayı 262 milyon dolarlık yatırımla Federal Almanya almaktadır.

    Bulgaristan ekonomisi mali istikrarın sağlanması ile büyüme ikilemi arasında kalmıştır 1994 yılında % 1*8* 1995 yılında % 2*1 olarak gerçekleşen büyüme oranı 1996 yılında % -10*9 olmuş ve 1997 yılı büyüme oranı ise gene negatif olarak belirmiş ve % - 8' seviyesinde kalmıştır Hükümet 1998 yılı için % 4'lük büyüme beklentisindedir
    Türkiye-Bulgaristan Dış Ticareti 1987 yılına kadar Bulgaristan ile olan ticari ilişkilerimizde ihracatımız* bazı yıllar artış göstermişse de ithalatımız genelde ihracatımızın üstünde gerçekleşmiştir.

    1987 - 1989 döneminde Türkiye lehine bakiye veren dış ticaret dengesi* Bulgaristan'da görülen dışa açılma ve liberalizasyon sürecine bağlı olarak iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğinin gelişmesine yol açmış* 1990 yılından itibaren bu ülkeden yapılan yüksek ithalata paralel* dış ticaret dengesi bu defa Türkiye aleyhine gelişme göstermiştir
    1990 yılında 42 milyon dolar olan iki ülke dış ticaret hacmi * 1991 yılında % 414'lük bir artış göstererek 216 milyon dolara ulaşmış* 1993 yılında ise 329 milyon dolar seviyesine gelinmiştir Ancak 1993 yılı içerisinde Türkiye'nin Bulgaristan'a ihracatı 862 milyon dolar iken* bu ülkeden ithalatı 2432 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.

    1995 yılı değerlendirildiğinde ise* ihracatımızın bir önceki yıla göre yaklaşık % 37 oranında artış gösterdiği* buna karşılık ithalatımızın % 106 oranında arttığı gözlenmiştir Böylece 1990 yılından itibaren sürekli artan dış ticaretimizdeki bu açık* takip eden yıllarda da devam etmiş ve 1995 yılında en yüksek rakama ulaşmıştır.1996 yılında ülkemiz verilerine göre* Bulgaristan'a yönelik ihracatımız 152*9 bin dolar* ithalatımız ise 358 bin dolar olarak gerçekleşmiş* 511 bin dolarlık ticaret hacmine ulaşmıştır. 1997 yılında ise* gene ülkemiz verilerine göre* Bulgaristan'a yönelik ihracatımız 170*0 milyon dolar* ithalatımız ise 366*5 milyon dolar olmuştur Bu çerçevede ticaret hacmimiz 536*5 milyon dolar olarak gerçekleşmiş* 196*5 milyon dolarlık dış ticaret açığı verilmiştir.


    Ülkemiz dış ticaret rakamlarıyla farklılıklar arz eden Bulgaristan Ulusal İstatistik Enstitüsü rakamlarına göre 1996 yılı sonu itibariyle Bulgaristan'dan Türkiye'ye yapılan ihracat toplam 368 milyon dolar olarak gerçekleşirken* Türkiye'den yapılan ithalat 91 milyon dolar olarak gerçekleşmiş* iki ülke ticaret hacmi 459 milyon dolara ulaşmıştır 1997 yılında ise* Bulgaristan ülkemizden 101*6 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirmiş* karşılığında 442*3 milyon dolarlık ihracat yapmıştır.
    1997'de Bulgaristan'ın en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında Türkiye 442*3 milyon dolarla 3 sırada yer almıştır ilk iki ülke 575*1 milyon dolarla İtalya* 468*1 milyon dolarla Almanya'dır Türkiye'ye ihracatı Bulgaristan'ın toplam ihracatının % 9'unu teşkil etmiştir
    1997'de Bulgaristan'ın en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında ise* Türkiye 10 sırada yer almıştır İlk dokuz ülke 1374*8 milyon dolarla Rusya* 563*2 milyon dolarla Almanya* 347*1 milyon dolarla İtalya* 206*4 milyon dolarla Yunanistan* 181*2 milyon dolarla ABD* 176*6 milyon dolarla Fransa* 126*9 milyon dolarla İngiltere* 118 milyon dolarla Avusturya'dır Türkiye'den ithalatı* Bulgaristan'ın toplam ithalatının %2*08'ini oluşturmuştur.

    Bulgaristan* 1997 yılında en çok ticaret fazlasını 340*7 milyon dolarla Türkiye'yle ticaretinden elde etmiştir bu hususta Türkiye'yi 228 milyon dolarla İtalya* 199*5 milyon dolarla Yunanistan* 104*1 milyon dolarla İspanya* 71*9 milyon dolarla Makedonya'yla ticaretten sağlanan fazlalar izlemektedir. Türkiye'yle ticaretten elde edilen fazlalık Bulgaristan'ın 1997'de toplam 28*1 milyon dolarlık fazlalığının 8*24 katını teşkil etmiştir.

    Türkiye'nin Dış Ticaretinde Bulgaristan'ın Yeri: 1995 yılı genel ihracat toplamı 216 milyar dolar olan Türkiye'nin ihracatında* ilk on ülke 134 milyar dolarlık ihracat ile % 62'lik bir paya sahip iken* 183 milyon dolarlık ihracat ile Bulgaristan* % 08'lik bir payla 24 sırada yer almaktadır.

    Buna karşılık* 1995 yılında 357 milyar dolar olarak gerçekleşen Türkiye'nin genel ithalatının 231 milyar dolarlık kısmı* ihracat sıralamasında ilk on sırayı alan ülkelerden gerçekleştirilmiş olup* genel ithalat sıralamasında 402 milyon dolarlık ithalatla 19 sırada yer alan Bulgaristan'ın bu sıralamadaki payı % 11 civarındadır. 1996 yılında Türkiye'nin 23*224 milyon dolarlık genel ihracatı içerisinde Bulgaristan'a ihracatımız 153 milyon dolar* 42*627 milyon dolarlık genel ithalatımız içinde ise Bulgaristan'a ithalatımız 358 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.

    1997 yılında ise* 26*245 milyon dolarlık genel ihracatımız içinde* Bulgaristan'ın 170 milyon dolarlık ihracat* 48*585 milyon dolarlık ise ithalat payı bulunmaktadır. Türkiye ve Bulgaristan arasında var olan coğrafi yakınlık ve diğer olumlu etkileşimlerin* ticari ilişkilerin gelişmesinde iki tarafın lehine olacağı düşüncesini oluşturmakla birlikte* Türkiye Bulgaristan dış ticaret rakamlarına bakıldığında* karşılıklı olarak her iki ülkeyi de etkileyen çeşitli nedenlerden ötürü* ticari ilişkilerde istenilen seviyelere ulaşılamamıştır.

    Türkiye ve Bulgaristan arasında ithalat ve ihracata konu olan mal gruplarına bakıldığında* Türkiye Bulgaristan'dan ağırlıklı olarak petrokimya ürünleri* kimyasal madde* hububat ve demir çelik sektörlerinde hammadde ve yarı mamul ithal etmekte buna karşılık dokumacılık ürünleri* muhtelif gıda maddeleri* elektronik ekipman ve yedek parça gibi nihai ürün ihraç etmektedir Nitekim* görüşülen yetkililer Bulgaristan'ın ülkemizin bir hammadde temin eden ülke uzantısı olmasından endişe ettiklerini belirtmektedirler. Yabancı yatırımlar bakımından diğer Doğu Avrupa Ülkeleri kadar itibar görmeyen Bulgaristan'da * yabancı yatırımların ülkelere dağılımında Türkiye 1626 yatırımla birinci sırada yer almaktadır Ancak yapılan yatırımlar büyüklükleri itibariyle değerlendirildiğinde 17 sırada yer almaktadır.

    Diğer taraftan reformların başlamasından itibaren Bulgaristan'da yapılan yabancı yatırım tutarı 1997 yılı sonu itibariyle 1*2 milyar dolar olup* istatistiklere göre Türk yatırımcıları tarafından yapılan yatırım tutarı 14*7 milyon dolardır (3091998 tarihi itibariyle 34*5 milyon $)

    Bulgaristan iç pazarında satılan gıda* tekstil ürünleri* cam ürünleri ve temizlik maddelerinin büyük bir kısmının ülkeye bavul ticareti yoluyla sokulduğu bilinmekle birlikte kayıt dışı ticaretin boyutları konusunda istatistiki bilgi bulunmamaktadır Bu yolla ülkeye sokulan malların bir kısmının kalitesiz olması* ülkede Türk mallarına karşı olumsuz bir imaj doğmasına neden olmuş* ancak bu olumsuz etkileşim son yıllarda pazara giren büyük Türk firmalarının getirmiş oldukları ürünlerle kırılmaya çalışılmaktadır.Bulgaristan'da* Bulgaristan Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı olan ancak verilerin eksikliği nedeniyle kendilerine tesbit amaçlı ulaşılması da oldukça zor olan 1378 civarında Türk sermayeli şirket mevcuttur Bu şirketler ağırlıklı olarak küçük ve orta ölçekli şirketlerdir Ancak* uzun ve zahmetli bir süreçten geçerek kurulan bu şirketlerin büyük bir bölümü göstergelik olarak kurulmuş olup* işlem hacimleri yoktur.

    Bulgaristan'daki firmalarımızın sayısı bilinmemektedir. Bulgaristan Ticaret ve Sanayi Odası'na kayıt zorunluluğu bulunmadığından* kaynak olarak kayıtlarına asla ulaşılamayacak olan Yabancılar Polisi ve Vergi Daireleri kalmaktadır.Öte yandan* işlem hacimleri bilinememekle birlikte Ülker* Kent Şekerleme* Petposan Şirketler Grubu* Efes Pilsen* Global Menkul Değerler* Penta Dış Ticaret* Kelebek Mobilya*Beko* Eczacıbaşı gibi büyük gruplarımız da firma yada temsilcilik olarak Bulgaristan'da faaliyet göstermektedir.
    22-24101997 tarihleri arasında Sofya'da düzenlenen Bulgarian Investment Form'a ülkemizden katılan Alp Petrol Ürünleri İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd Şti* Alpler Turizm Sanayi Ticaret Ltd Şti* Altay Otomativ Gıda Tekstil Ltd Şti* Camiş Madencilik* Erser İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd Şti* * Hema Hidrolik makina Sanayi ve Ticaret AŞ* Işıklar Holding* Nicol AŞ* Nurol ve Zihni Holding'in Bulgaristan'da varlık gösterdikleri de bilinmektedir.

    Özelleştirme Ajansı ile bağlantıya girerek* Bulgaristan'daki büyük işletmelere talip olan firmalarımızın dışında* ülkedeki küçük ve orta ölçekli firmalardan bir kısmı da sermayeleri ve yapılanmaları itibariyle* Bulgaristan'daki küçük ve orta ölçekli işletmelerin yaklaşık % 80'ini elinde bulunduran belediyeler ile bağlantı kurarak* belediyeler bünyesinde özelleştirilecek olan* inşaat* turizm* tekstil ve gıda sektörüne yönelik işletmeler ile ilgilenmektedirler Bu firmaları yada yaptıkları yatırımları takip etme imkanı ancak duyumlarla veya yardım gereksinmeleri halinde Müşavirliğimize ya da Büyükelçiliğimze yaptıkları başvurularla tesbit edilebilmektedir.

    Bulgaristan'da teknoloji düzeyi ve kapasite kullanım oranı yüksek önemli sayıdaki işletmenin bugün özelleştirme kapsamına alınmış olması* teknik alanda eğitim görmüş çok sayıda kalifiye elemanın bulunması* düşük ücretler* Bulgaristan'ın az gelişmiş ancak gelişme potansiyeline sahip olan eski Sovyet Cumhuriyetleri* Doğu Avrupa Ülkeleri ve Orta Doğu'daki bazı pazarlarla var olan bağlantıları* ülkenin çözümlenmiş altyapısı ve enerji girdisinin nisbeten düşük oluşu gibi fırsatlar Bulgaristan'da gerek doğrudan ve gerekse de özelleştirme yoluyla yatırım yapmak için önemli fırsatlar niteliğindedir Bunun yanısıra ülkedeki ekonomik istikrarsızlık* ağır işleyen bürokrasi ve özelleştirme prosedürünün açılabilmesi için gerekli bazı destekleyici düzenlemelerin çıkarılamamış olması da yatırımcıların yatırım yapma kararını yeniden gözden geçirmelerine neden olan en önemli unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

    Bulgaristan piyasasının avantaj ve dezavantajları değerlendirildiğinde; Bulgaristan önümüzdeki birkaç yıl içerisinde önemli ataklar yapacak ülkeler arasında yeralmaktadır. Bu çerçevede* Bulgaristan'a yatırım yapmayı amaçlayan Türk yatırımcılarına* uygun finansal koşullarla Bulgaristan piyasasında kısa sürede önemli pozisyon elde edebilme imkanı sağlamasının gerek olduğu düşünülmektedir Avrupa Birliği'ne üyelik başvurusu olan* 1998 yılında CEFTA ülkeleriyle ticari ortaklık kurması beklenen Bulgaristan* İMF ve Dünya Bankası kaynaklı kredileri de yerinde değerlendirmekte* ve olumlu ekonomik göstergelere sahip bir ülke olma sürecine girmektedir. Bulgaristan'ın ticaret hacmi küçük olmakla birlikte* en önemli ticari partnerlerinin Avrupa Birliği üyeleri olduğu ve üye ülkelerin yetkililerinin ve Bulgaristan'ı ziyaret eden Komisyon yetkililerinin Bulgaristan'a yönelik olumlu ifadeleri dikkate alınırsa* ülkemizden Bulgaristan'a yapılacak yatırımlar Avrupa'nın da kapısını açacaktır.

    Ülkede sistem değişikliği öncesinde* ağırlıklı olarak eski COMECOM pazarı düşünülerek oluşturulan büyük ölçekli işletmeler* Bulgaristan'ın bu pazarı kaybetmesiyle birlikte * teknoloji ve sermaye yetersizliği gibi nedenlere de bağlı olarak atıl kalmış veya ancak % 30 - 40 lık kapasitelerde çalışmaya devam edebilmişlerdir. Ülkedeki enerji* işgücü gibi girdilerin Türkiye'ye kıyasla daha düşük maliyetli temini mümkün olup* Bulgaristan'daki Türk varlığı* doğrudan ulaşım ağı ve Ülkenin Avrupa Topluluğu üyeliğine giriş sürecinin başlamış olması gibi olumlu etkileşimler de düşünüldüğünde * atıl kalan işletmelerin satın alınması veya bu işletmelerde özellikle tekstil* makina imalatı* muhtelif gıda maddeleri gibi konularda ortak üretim veya fason üretim yaptırmak mümkündür.

    Diğer taraftan Bulgaristan'daki küçük ölçekli işletmelerin % 80'inin 28 belediyenin elinde bulunduğu ve daha çok hizmet* inşaat ulaşım ve turizm alanlarındaki bu işletmelerin özelleştirme yoluyla belediyelerden satın alınması da dikkate alınması gereken bir diğer husustur.Bulgaristan'da Dresdnerbank* Raiffeisenbank* İNG Bank gibi büyük bankaların faaliyette olduğu ve Nestle* Kraft Jakobs* Danone gibi dünya firmalarının özelleştirme kapsamında yatırım yapmaları da Bulgaristan'ın riskli yönlerinin yanı sıra yatırımcılar için avantajlı ve pazarda pay sahibi olabilme konusunda uzun vadeli planların yapılmasının gerekli olduğunun bir diğer kanıtlarıdır.

    Bulgaristan'ın sistem değişikliği öncesinde en büyük pazarının eski Doğu Bloku ülkeleri olduğu dikkate alındığında ise* Bulgar firmalarının bu ülkeler ile olan geleneksel ilişkileri ve kurulmuş olan iyi ilişkilerinin de Türk firmalarının bu ülkelere Bulgaristan üzerinden açılmalarında bir fırsat niteliğindedir.

    Bulgaristan pazarında gıda* ev ve ofis mobilyaları* tüketim malları gibi konularda Yunanistan * Almanya ve İtalya pazara hakim olup* Türkiye'nin ekonomik potansiyeli bu ülkeler ile pazarda rekabet etmeye yeterlidir Ancak yeni pazarlara ilk giren ülkeler olmaları sebebiyle * bu ülkeler yarışta avantajlı konum arzetmektedirler Bu avantajın bizim aleyhimize giderek büyümemesi için en kısa sürede resmi ve özel kuruluşlar olarak harekete geçilmesi gerekmektedir Zira* Bulgaristan hemen yanıbaşımızda * kaybedilmemesi gereken ve geniş potansiyeli olan bir ülkedir.
    Bu cümleden hareketle* Türk ihraç ürünlerinin tanıtımı* pazarlanması* butün bunların etkin bir şekilde yapılabilmesi için Ticaret Merkezi kurulması da gündem de tutulması gereken bir husustur Kurulacak Ticaret Merkezi tarihsel nedenlerle zaman zaman kırılamayan Türk mallarına yönelik olumsuzluk ile bavul ticaret yoluyla gelen bir kısım kalitesiz mal nedeniyle oluşan olumsuz Türk malı imajının da bertaraf edilmesini sağlayabilecektir Piyasanın tanınması* tüketicinin eğilimlerinin anlaşılması ve önceden tesbiti ile dağıtım* fiyatlandırma gibi kolaylıkları getirebilecek olan Ticaret Merkezi* para* zaman ve emek kaybını da önleyecektir.

    Bilindiği üzere* 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren Avrupa Birliği ile ülkemiz arasında Gümrük Birliği gerçekleştirilmiştir Bu anlaşma gereği ülkemiz* üçüncü ülkelerden yaptığı ithalatta* gümrük vergilerini AB ile aynı seviyeye çekmiş* tarifelerin Ortak Gümrük tarifesi düzeyine getirilmesi ile Bulgaristan da Türkiye'ye yönelik ihracatında önemli avantajlar sağlamıştır Öte yandan* Bulgaristan'ın AB'yle yaptığı anlaşma ile AB ülkelerinden birçok mal Bulgaristan'a düşük oranlı gümrük vergileriyle ithal edilirken Türkiye'den yapılan ithalat iki ülke arasında yapılması gereken Serbest Ticaret Anlaşmasının akdedilememesi sonucu yüksek gümrük vergileri nedeniyle zorlanmakta* hatta imkansız hale gelmektedir.

    Bu çerçevede* uzun bir aradan sonra 3-5 Eylül 1997'de Sofya'da başlayan Serbest Ticaret Anlaşması görüşmeleri* 26-28 Mayıs 1998 tarihinde Ankara'da* 17-19 Haziran 1998 tarihlerinde Sofya'da sürdürülmüş* iki tur görüşmenin ardından 19 Haziran 1998 tarihinde parafe edilmiştir 11 Temmuz 1998 tarihinde Devlet Bakanımız Sayın Işın Çelebi ve Ticaret ve Turizm Bakanı Sayın Valentin Vasilev tarafından imzalanmış olan olan Anlaşma 111999 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

    Bulgaristan'la ticari ilişkilerimizin geliştirilmesinde önemli olabilecek diğer bir husus ise* Bulgaristan'da kurulacak olan bir Türk Bankasının varlığıdır Bulgaristan'da herhangi bir Türk Bankası veya banka şubesinin mevcut olmaması* Türk işadamlarının Bulgaristan'a olan ilgisini ve rahat iş yapabilme kabiliyetini azaltan unsurların başında gelmektedir Bankacılık faaliyetlerinin olmaması ülkemizle ticaret yapan Bulgar işadamlarını da olumsuz etkilemektedir Bulgaristan'ın güvensiz ortamında yüklü peşin dövizle çalışmak zorunda kalan yada muhabir banka aracılığına başvuran firmalar bu olumsuz durumu sıklıkla dile getirmektedirler Bu durumun giderilmesine yönelik olarak* iki ülkenin Siyasi Otoritelerinin de gündemde tuttukları* Türk bankalarının Bulgaristan'a gelmeleri girişimleri hızlandırılmalıdır.

    Bu konuda Müşavirliğimize yapılan başvurular çerçevesinde bazı özel bankalarımıza Bulgar Bankacılık Mevzuatı ve gerekli yasal düzenlemeler intikal ettirilmekte olup* 11 Temmuz 1998 tarihinde Şubesinin açılışı* Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından yapılmış olan TC Ziraat Bankası'nın yanısıra* 1966 yılından bu yana temsilci bazında Bulgaristan Bankacılığıyla ilgilenmekte olan Demirbank da Bulgaristan Merkez Bankasına Banka açmak için 25 Haziran 1998 tarihinde başvurusunu yapmıştırKesin lisansına 12 mart 1999 tarihinde alan Demirbank-Bulgaria'nın açılışının da 22-23 Mart 1999 tarihlerinde Bulgaristan'a resmi ziyarette bulunacak olan Cumhurbaşkanımız tarafından gerçekleştirilmesi beklenmektedir.

    Ülkemizin Bulgaristan'la ticari ilişkilerinin geliştirilmesinde ele alınması gereken diğer bir husus da* Eximbank Kredileridir Bulgaristan* içinde bulunduğu ekonomik zorlukları aşma sürecindedir Gerek yabancı yatırımcılarca* gerekse IMF* Dünya Bankası gibi kurumların yetkililerince de değişik platformlarda ifade edildiği üzere* enflasyonu azaltmada* büyümeyi sağlamada* dış borçlarını ödemede önemli adımlar atılmaktadır Özelleştirme hızlı bir şekilde yürütülmeye çalışılmakta* yabancı yatırımlar için ülke yasal mevzuatı da dahil olmak üzere gerekli düzenlemeleri yapmaktadır Ekonomik göstergelerinin iyiye gidiyor olması* Bulgaristan'la ticari ilişkileri artırmayı sağlayacak finansman desteğinin ülkemizce yeniden gözden geçirilmesi gereğini ortaya koymaktadır Bu çerçevede* Bulgar bankacılığındaki zorluklar bilinmekle birlikte* Bulgaristan'a yönelik ülke kredisinin yeniden açılmasında ve ihracatçının kullanımına verilmesinde yarar görülmektedir Bu arada* Türkiye ile Bulgaristan arasında gerçekleştirilen 13 Dönem Karma Ekonomik Komite toplantısı protokolünde Türk Eximbank kredileriyle ilgili bir düzenleme yapılmıştır Buna göre* Türk müteahhitlerince üstlenilecek alt yapı projelerinin gerçekleştirilmesi karşılığında kullanılmak üzere* ülkemizce 50 milyon dolar tahsis edilmesi niyeti belirtilmiştir.

    İki ülke arasında ticari ilişkilerin geliştirilmesinde önemli rolü olacak Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması 18 Eylül 1997 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması da yürürlüktedir. Ayrıca* İki ülke arasında ticari bazı aksaklıklara yol açan* sınırda bekleme ve belge değiştirilmesi sorunlarına çözüm olabilecek ortak sınır kontrol bölgesi yaratılmasına ilişkin bir Protokol de 14111997 tarihinde imzalanmış* iki ülke Gümrük yetkililerince çalışmalara başlanılmıştır.

    Tüm bu olumlu gelişmelerin ışığı altında* gerek ülkemizde* gerekse Bulgaristan'da* kamuoyu* yatırım yapılması* özelleştirme çalışmalarına katılınması* ticari ilişkilerin arttırılması amacına yönelik olarak bilgilendirilmeli* ciddi güvenilir Türk firmalarının kaliteli* standardlara uygun üretimleriyle Bulgaristan'a gelmeleri özendirilmelidir Bu cümleden olmak üzere* Türk İşadamları Heyetlerinin Bulgaristan'a organize olarak gelişlerinin sağlanmasının ve ülkemizin tanıtımının yapılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

      Forum Saati Cuma Mayıs 10, 2024 3:38 am