Suçum merakımın bir
parçası. …Ben bir hacker’ım. Bize tek tek engel olabilirsiniz ama
hepimizi durduramazsınız.” Hacker Manifestosu’ndan alınan bu ifadeler,
onları çok iyi tanımlıyor. Bilgisayar dünyasının haşarı çocuklarının
tarihi 1960′lı yıllara kadar gidiyor. İşte ilk elektronik bilgisayarla
birlikte ortaya çıkan hacker’lığın kilometre taşları:
1960′lar: Hack’in doğuşu
“Bilgisayar sistemine izinsiz girerek sistemi
bozan kişiler” olarak tanımlanan hacker’lar ilk olarak
ABD-Massachusetts’deki teknoloji enstitüsünde ortaya çıktı. Okulda,
elektrikli oyuncak trenleri, kamyonları “hack” eden, yani devrelerini
çıkarıp, yeni şeyler ekleyerek daha hızlı gitmelerini sağlayan bir grup
vardı. Bu grubun birkaç üyesi, elektronik devreleri kurcalama merakını,
kampüste geliştirilen yeni bilgisayarlara yöneltti ve bilgisayar
tarihinin ilk hacker’ları oldu.
1970′ler: Telefon hacker’ları
Telefon sistemlerine girerek ücretsiz görüşme
yapmayı amaçlayan hacking türü 70′lerde epey yaygındı. John Draper,
geliştirdiği bir cihazla 2600-hertz gücünde bir sinyal göndererek
Amerikan telefon şirketi AT&T’nin sistemlerine girmeyi başardı.
Draper’in Blue Box adını verdiği sistemle, telefonda ücretsiz görüşme
yapmak mümkündü.
Kısa bir süre sonra Esquire dergisi Blue Box’un sırlarını ve nasıl
yapılacağını açıklayan bir yazı yayınlayınca ABD’de telefon
sahtekarlıkları arttı. Gelecekte Apple Computer’ı kuracak olan Steve
Wozniak ve Steve Jobs da o dönemde Blue Box yapıp satan gençler
arasındaydı.
1980: Hacker mesaj grupları
Telefon sistemlerine izinsiz girişler, bilgisayar
sektörüne kaymaya başladı. 80′lerde bilgisayarlarda elektronik
yayıncılık sistemi BBSs kullanılıyordu. BBSs üzerinde oluşturulan ve
adını Robin Hood hikayesinden alan “Sherwood Ormanı” ile “Catch-22″,
telefon ve bilgisayar hacker’larının buluştuğu, ele geçirdikleri gizli
şifreleri ve kredi kartı numaralarını birbirleriyle paylaştığı
gruplardı. 1980′de hacker grupları artmaya başladı ve ABD’de “Legion of
Doom”, Almanya’da “Chaos Computer Club” gibi gruplar ortaya çıktı.
1983: Çocuk oyunları
“War Games” (Savaş Oyunları) filmiyle, “hack
etmek” kavramı kamuoyunun gündemine girdi. Hacker’ların siber kahraman
ya da anti-kahraman olarak görüldüğü efsaneler yayılmaya başlandı.
Başrolünü Matthew Broderick’in oynadığı filmde, bir genç, oyun olsun
diye video oyunları şirketinin bilgisayarına girmeye çalışırken, kendini
orduya ait bir nükleer savaş oyununun içinde buluyordu.
Aynı yıl, yetkililer “414 çetesi” olarak tanınan altı genci tutukladı.
Gençler dokuz gün boyunca aralarında Los Alamos Ulusal
Laboratuvarı’ndakilerin de bulunduğu 60 kadar bilgisayara izinsiz
girmekle suçlandı. Los Alamos’taki bilgisayarlar, nükleer silah
geliştirmekte kullanılıyordu.
1984: Hacker dergileri
2600 ve Phrack adlı hacker dergileri yayınlanmaya
başladı. 2600′ün editörü “Emmanuel Goldstein” (gerçek adı Eric Corley)
adını George Orwell’ın ünlü romanı 1984′ün ana karakterinden alıyordu.
İki dergi de bilgisayar ve telefon hacker’larına konuyla ilgili ipuçları
veriyor ve hacker’lığı yorumlayan yazılar yayınlıyordu. 2600′ün eski
sayılarına halen ABD’deki büyük kitapçılarda rastlamak mümkün.
1986: Bilgisayar kullan, hapse gir
Hükümet ve şirket bilgisayarlarına izinsiz
girişler artınca Amerikan Kongresi önlem almaya karar verdi ve hack
etmeyi cezalandıran bir kanun hazırladı. Kanun çocuk suçluları
kapsamıyordu.
1988: Morris virüsü
Cornell Üniversitesi’nde okuyan ve babası Ulusal
Güvenlik Bürosu’nda yönetici olan Robert T. Morris adlı genç, hükümete
ait ARPAnet (bugünkü internetin atası) bilgi ağına kendini kopyalayan
bir virüs yerleştirdi. Virüs, 600 bilgisayarlık bilgi ağında hızla
yayıldı, hükümet ve üniversitelerin bilgisayarlarını kilitledi. Yaptığı
ortaya çıkınca, Morris Cornell üniversiteden atıldı, üç yıl hapse mahkum
oldu ve 10 bin dolar para cezasına çarptırıldı.
1989: Almanlar ve KGB
Uluslararası basının manşetlerine çıkan büyük
çapta ilk hack olayına Almanlar imza attı. Batı Almanya’daki Chaos
Computer Club’la da bağlantıları olan hacker’lar, Amerikan devletine ve
şirketlerine ait bilgisayarlara girmek ve sistem kodlarını Sovyetler
Birliği’nin istihbarat servisi KGB’ye satmaktan tutuklandı.
Grubun üç üyesi, başka hacker’lar tarafından polise ihbar edilmişti.
Grubun dördüncü kişisi ve lideri olduğu sanılan hacker intihar etti.
Tutuklananlar da hapse mahkum oldular ancak çaldıkları bilgi
tanımlamadığı için cezaları tecil edildi.
Aynı tarihte gerçekleşen bir başka olayda tutuklanan Mentor isimli
hacker, bugün “Hacker’ın Manifestosu” olarak tanınan ünlü metni
yayınladı. Hack etmenin savunulduğu metinde “Suçum merakımın bir
parçası. …Ben bir hacker’ım. Bize tek tek engel olabilirsiniz ama
hepimizi durduramazsınız.” gibi ifadeler yer alıyordu.
1990: Sundevil Operasyonu
Amerikan gizli servisi, uzun bir araştırma
döneminin ardından 14 kentte büyük bir hacker operasyonu başlattı. Sabah
erken saatlerde yapılan baskınlarda bilgisayar, kredi kartı ve telefon
sahtekarlığı yapan çok sayıda kişi tutuklandı. Bu operasyon hacker
gruplarına büyük darbe vurdu.
1993: Hack etmek varken neden araba çalayım?
Bir radyo istasyonu, dinleyicilerin telefonla
katıldığı bir yarışma düzenliyordu. Kevin Poulsen ve iki arkadaşı,
radyonun telefon sistemini sadece kendilerinin arayabileceği hale
getirdi ve radyoyu arayarak iki Porsche ile 20 bin dolarlık bir tatil
kazanmayı başardı. Poulsen, bir telefon şirketinin sistemine girmekten
aranıyordu, yakalanınca da 5 yıl hapse mahkum oldu. 1996′da hapisten
çıkınca bilgisayar suçları üzerine yazılar yayınlamaya başladı.
1993′te ilk hacker konferansı Def-Con Las Vegas’ta toplandı.
1994: Yeni hacker oyuncakları
İnternet, Netscape adlı bir web tarayıcı
programla tanıştı ve hacker’lara gün doğdu. Netscape Navigator’la
web’teki bilgilere ulaşmak daha kolay hale geldi.
1995: Mitnick olayı
Seri halde bilgisayar suçu işleyen Kevin
Mitnick, federal ajanlar tarafından 20 bin kredi kartı numarası çalmak
suçuyla tutuklandı. Mahkemeye çıkarılmadan dört yıl hapiste kaldı ve
hacker’ların yeraltı dünyasının en ünlü ismi oldu. Mart 1999′ta
çıkarıldığı mahkemede, yedi ayrı suçtan mahkum oldu ve bir süre daha
hapiste kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Mitnick’in uzunca bir süre
bilgisayar kullanması yasaklandı.
Aynı yıl Rus hacker’lar Citibank’ın sistemine girerek, dünyanın farklı
şehirlerindeki banka hesaplarına tam 10 milyon dolar transfer etti.
Grubun lideri Vladimir Levin ABD’de yargılandı ve üç yıl hapse mahkum
oldu. Yetkililer, 400 bin dolarlık kısmı dışında çalınan parayı geri
almayı başardı.
1997: AOL’yi hack’lemek
America Online’nı hack’lemeye yarayan “AOHell”
adlı küçük bir yazılım ortaya çıktı. Bu yazılımla sınırlı bilgisi olan
hacker’lar bile AOL sistemine kolayca giriyordu. AOL kullanıcılarının
e-mail’leri ve mesaj grupları günlerce mail bombardımanına uğradı.
1998: İsrailli hacker’ların da içinde bulunduğu bir grup DefCon
konferansında “truva atı” olarak tanımlanan bir program yazdı. Program,
Windows 95 ya da Windows 98′in olduğu bilgisayarda aktif hale
geldiğinde, makineye uzaktan izinsiz erişimi sağlıyordu.
Aynı yıl Pentagon’un bilgisayarlarına saldırıldı ve çok sayıda
programın kodları çalındı. Hükümet yetkilileri eylemin Amerikan askeri
sistemlerine yapılan “en organize ve sistematik saldırı” olduğunu
açıkladı. Olayla ilgili Ehud Tenebaum adlı 19 yaşında bir İsrailli genç
tutuklandı. Tenebaum bugün bir teknoloji danışmanlığı şirketinde
çalışıyor.
1999: Yazılım güvenliği gündemde
Windows 98 işletim sisteminin piyasaya
çıkışının ardından 1999 “güvenlik ve hack yılı” oldu. İşletim sisteminde
çok sayıda güvenlik açığı ortaya çıktı ve bilgisayarları hacker’lara
karşı koruyan ürünler piyasayı doldurdu.
2000: Servis dışı
Hacker’lar eBay, Yahoo ve Amazon gibi internet devlerine karşı büyük
saldırılar düzenledi. Milyonlarca kişinin ziyaret ettiği siteler
saatlerce servis dışı kalarak, binlerce dolarlık kayba uğradı.
2001: Microsoft
Microsoft yeni bir hack eyleminin kurbanı
oldu. Şirketin ana serverlerine giren hacker’lar kullanıcıların iki gün
boyunca Microsoft’un sitelerine girememesine yol açtı
parçası. …Ben bir hacker’ım. Bize tek tek engel olabilirsiniz ama
hepimizi durduramazsınız.” Hacker Manifestosu’ndan alınan bu ifadeler,
onları çok iyi tanımlıyor. Bilgisayar dünyasının haşarı çocuklarının
tarihi 1960′lı yıllara kadar gidiyor. İşte ilk elektronik bilgisayarla
birlikte ortaya çıkan hacker’lığın kilometre taşları:
1960′lar: Hack’in doğuşu
“Bilgisayar sistemine izinsiz girerek sistemi
bozan kişiler” olarak tanımlanan hacker’lar ilk olarak
ABD-Massachusetts’deki teknoloji enstitüsünde ortaya çıktı. Okulda,
elektrikli oyuncak trenleri, kamyonları “hack” eden, yani devrelerini
çıkarıp, yeni şeyler ekleyerek daha hızlı gitmelerini sağlayan bir grup
vardı. Bu grubun birkaç üyesi, elektronik devreleri kurcalama merakını,
kampüste geliştirilen yeni bilgisayarlara yöneltti ve bilgisayar
tarihinin ilk hacker’ları oldu.
1970′ler: Telefon hacker’ları
Telefon sistemlerine girerek ücretsiz görüşme
yapmayı amaçlayan hacking türü 70′lerde epey yaygındı. John Draper,
geliştirdiği bir cihazla 2600-hertz gücünde bir sinyal göndererek
Amerikan telefon şirketi AT&T’nin sistemlerine girmeyi başardı.
Draper’in Blue Box adını verdiği sistemle, telefonda ücretsiz görüşme
yapmak mümkündü.
Kısa bir süre sonra Esquire dergisi Blue Box’un sırlarını ve nasıl
yapılacağını açıklayan bir yazı yayınlayınca ABD’de telefon
sahtekarlıkları arttı. Gelecekte Apple Computer’ı kuracak olan Steve
Wozniak ve Steve Jobs da o dönemde Blue Box yapıp satan gençler
arasındaydı.
1980: Hacker mesaj grupları
Telefon sistemlerine izinsiz girişler, bilgisayar
sektörüne kaymaya başladı. 80′lerde bilgisayarlarda elektronik
yayıncılık sistemi BBSs kullanılıyordu. BBSs üzerinde oluşturulan ve
adını Robin Hood hikayesinden alan “Sherwood Ormanı” ile “Catch-22″,
telefon ve bilgisayar hacker’larının buluştuğu, ele geçirdikleri gizli
şifreleri ve kredi kartı numaralarını birbirleriyle paylaştığı
gruplardı. 1980′de hacker grupları artmaya başladı ve ABD’de “Legion of
Doom”, Almanya’da “Chaos Computer Club” gibi gruplar ortaya çıktı.
1983: Çocuk oyunları
“War Games” (Savaş Oyunları) filmiyle, “hack
etmek” kavramı kamuoyunun gündemine girdi. Hacker’ların siber kahraman
ya da anti-kahraman olarak görüldüğü efsaneler yayılmaya başlandı.
Başrolünü Matthew Broderick’in oynadığı filmde, bir genç, oyun olsun
diye video oyunları şirketinin bilgisayarına girmeye çalışırken, kendini
orduya ait bir nükleer savaş oyununun içinde buluyordu.
Aynı yıl, yetkililer “414 çetesi” olarak tanınan altı genci tutukladı.
Gençler dokuz gün boyunca aralarında Los Alamos Ulusal
Laboratuvarı’ndakilerin de bulunduğu 60 kadar bilgisayara izinsiz
girmekle suçlandı. Los Alamos’taki bilgisayarlar, nükleer silah
geliştirmekte kullanılıyordu.
1984: Hacker dergileri
2600 ve Phrack adlı hacker dergileri yayınlanmaya
başladı. 2600′ün editörü “Emmanuel Goldstein” (gerçek adı Eric Corley)
adını George Orwell’ın ünlü romanı 1984′ün ana karakterinden alıyordu.
İki dergi de bilgisayar ve telefon hacker’larına konuyla ilgili ipuçları
veriyor ve hacker’lığı yorumlayan yazılar yayınlıyordu. 2600′ün eski
sayılarına halen ABD’deki büyük kitapçılarda rastlamak mümkün.
1986: Bilgisayar kullan, hapse gir
Hükümet ve şirket bilgisayarlarına izinsiz
girişler artınca Amerikan Kongresi önlem almaya karar verdi ve hack
etmeyi cezalandıran bir kanun hazırladı. Kanun çocuk suçluları
kapsamıyordu.
1988: Morris virüsü
Cornell Üniversitesi’nde okuyan ve babası Ulusal
Güvenlik Bürosu’nda yönetici olan Robert T. Morris adlı genç, hükümete
ait ARPAnet (bugünkü internetin atası) bilgi ağına kendini kopyalayan
bir virüs yerleştirdi. Virüs, 600 bilgisayarlık bilgi ağında hızla
yayıldı, hükümet ve üniversitelerin bilgisayarlarını kilitledi. Yaptığı
ortaya çıkınca, Morris Cornell üniversiteden atıldı, üç yıl hapse mahkum
oldu ve 10 bin dolar para cezasına çarptırıldı.
1989: Almanlar ve KGB
Uluslararası basının manşetlerine çıkan büyük
çapta ilk hack olayına Almanlar imza attı. Batı Almanya’daki Chaos
Computer Club’la da bağlantıları olan hacker’lar, Amerikan devletine ve
şirketlerine ait bilgisayarlara girmek ve sistem kodlarını Sovyetler
Birliği’nin istihbarat servisi KGB’ye satmaktan tutuklandı.
Grubun üç üyesi, başka hacker’lar tarafından polise ihbar edilmişti.
Grubun dördüncü kişisi ve lideri olduğu sanılan hacker intihar etti.
Tutuklananlar da hapse mahkum oldular ancak çaldıkları bilgi
tanımlamadığı için cezaları tecil edildi.
Aynı tarihte gerçekleşen bir başka olayda tutuklanan Mentor isimli
hacker, bugün “Hacker’ın Manifestosu” olarak tanınan ünlü metni
yayınladı. Hack etmenin savunulduğu metinde “Suçum merakımın bir
parçası. …Ben bir hacker’ım. Bize tek tek engel olabilirsiniz ama
hepimizi durduramazsınız.” gibi ifadeler yer alıyordu.
1990: Sundevil Operasyonu
Amerikan gizli servisi, uzun bir araştırma
döneminin ardından 14 kentte büyük bir hacker operasyonu başlattı. Sabah
erken saatlerde yapılan baskınlarda bilgisayar, kredi kartı ve telefon
sahtekarlığı yapan çok sayıda kişi tutuklandı. Bu operasyon hacker
gruplarına büyük darbe vurdu.
1993: Hack etmek varken neden araba çalayım?
Bir radyo istasyonu, dinleyicilerin telefonla
katıldığı bir yarışma düzenliyordu. Kevin Poulsen ve iki arkadaşı,
radyonun telefon sistemini sadece kendilerinin arayabileceği hale
getirdi ve radyoyu arayarak iki Porsche ile 20 bin dolarlık bir tatil
kazanmayı başardı. Poulsen, bir telefon şirketinin sistemine girmekten
aranıyordu, yakalanınca da 5 yıl hapse mahkum oldu. 1996′da hapisten
çıkınca bilgisayar suçları üzerine yazılar yayınlamaya başladı.
1993′te ilk hacker konferansı Def-Con Las Vegas’ta toplandı.
1994: Yeni hacker oyuncakları
İnternet, Netscape adlı bir web tarayıcı
programla tanıştı ve hacker’lara gün doğdu. Netscape Navigator’la
web’teki bilgilere ulaşmak daha kolay hale geldi.
1995: Mitnick olayı
Seri halde bilgisayar suçu işleyen Kevin
Mitnick, federal ajanlar tarafından 20 bin kredi kartı numarası çalmak
suçuyla tutuklandı. Mahkemeye çıkarılmadan dört yıl hapiste kaldı ve
hacker’ların yeraltı dünyasının en ünlü ismi oldu. Mart 1999′ta
çıkarıldığı mahkemede, yedi ayrı suçtan mahkum oldu ve bir süre daha
hapiste kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Mitnick’in uzunca bir süre
bilgisayar kullanması yasaklandı.
Aynı yıl Rus hacker’lar Citibank’ın sistemine girerek, dünyanın farklı
şehirlerindeki banka hesaplarına tam 10 milyon dolar transfer etti.
Grubun lideri Vladimir Levin ABD’de yargılandı ve üç yıl hapse mahkum
oldu. Yetkililer, 400 bin dolarlık kısmı dışında çalınan parayı geri
almayı başardı.
1997: AOL’yi hack’lemek
America Online’nı hack’lemeye yarayan “AOHell”
adlı küçük bir yazılım ortaya çıktı. Bu yazılımla sınırlı bilgisi olan
hacker’lar bile AOL sistemine kolayca giriyordu. AOL kullanıcılarının
e-mail’leri ve mesaj grupları günlerce mail bombardımanına uğradı.
1998: İsrailli hacker’ların da içinde bulunduğu bir grup DefCon
konferansında “truva atı” olarak tanımlanan bir program yazdı. Program,
Windows 95 ya da Windows 98′in olduğu bilgisayarda aktif hale
geldiğinde, makineye uzaktan izinsiz erişimi sağlıyordu.
Aynı yıl Pentagon’un bilgisayarlarına saldırıldı ve çok sayıda
programın kodları çalındı. Hükümet yetkilileri eylemin Amerikan askeri
sistemlerine yapılan “en organize ve sistematik saldırı” olduğunu
açıkladı. Olayla ilgili Ehud Tenebaum adlı 19 yaşında bir İsrailli genç
tutuklandı. Tenebaum bugün bir teknoloji danışmanlığı şirketinde
çalışıyor.
1999: Yazılım güvenliği gündemde
Windows 98 işletim sisteminin piyasaya
çıkışının ardından 1999 “güvenlik ve hack yılı” oldu. İşletim sisteminde
çok sayıda güvenlik açığı ortaya çıktı ve bilgisayarları hacker’lara
karşı koruyan ürünler piyasayı doldurdu.
2000: Servis dışı
Hacker’lar eBay, Yahoo ve Amazon gibi internet devlerine karşı büyük
saldırılar düzenledi. Milyonlarca kişinin ziyaret ettiği siteler
saatlerce servis dışı kalarak, binlerce dolarlık kayba uğradı.
2001: Microsoft
Microsoft yeni bir hack eyleminin kurbanı
oldu. Şirketin ana serverlerine giren hacker’lar kullanıcıların iki gün
boyunca Microsoft’un sitelerine girememesine yol açtı