Yeni Sitemize Yönlendiriliyorsunuz !

Join the forum, it's quick and easy

Yeni Sitemize Yönlendiriliyorsunuz !

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    ****** ve Dört Şehir

    RaxiD
    RaxiD
    ADMİN


    Mesaj Sayısı : 345 Aldığı teşekkürler : 6321 Nereden : Windows\System Kayıt Tarihi : 21/07/10

    Atatürk ve Dört Şehir Empty ****** ve Dört Şehir

    Mesaj tarafından RaxiD Perş. Nis. 07, 2011 4:46 pm

    ******’ün fikir hayatının oluşumunda Selanik ,Manastır,Sofya ve İstanbul şehirlerinin önemli etkileri olmuştur.

    SELANİK



    ******’ün
    çocukluğu ve gençliği Osmanlı Devletinin en bunalımlı yıllarına
    rastlar. ******’ün doğduğu Selanik şehri, Osmanlı Devletine bağlı
    Makedonya eyaletinin liman şehriydi. Bu dönemde Osmanlı Devletinin
    çöküşüne yol açan olaylar Rumeli de yoğunlaşmıştır. Selanik de Rumeli de
    önemli kentiydi. Bu bölge ekonomik, siyasi ve kültürel alanlarda komşu
    ülkelerde etkilenen bir bölge idi. Hristiyan milletlerin Osmanlı
    Devleti’ne karşı ayaklanmaları, büyük devletlerin yayılma politikaları
    en çok burada hissediliyordu.



    Selanik,
    toplumsal nedeni ile farklı fikirlerin ve birçok siyasi yapının
    oluştuğu yerdi. Büyük bir kültür merkezi de olan Selanik de Türk
    okullarından başka diğer devletlerin açtığı yabancı okullar da vardır.
    Selanik’te, Tanzimat Fermanı’nın ilanından (1839) itibaren hürriyetçilik
    ve milliyetçilik taraftarı aydınlar faaliyet göstermekteydi. Bu
    yönleriyle Selanik, Osmanlı Devleti’nin siyasal, kültürel ve ekonomik
    açıdan önemli merkezlerinden birisiydi. Selanik’in bu özellikleri
    Mustafa Kemal’in düşünce yapısının önemli ölçüde etkilemiştir. Mustafa
    Kemal’in ülkenin geleceği ile ilgili kararlar alırken daha gerçekçi ve
    sağduyulu davranmıştır.



    MANASTIR






    Makedonya’nın
    önemli bir şehri olan Manastır, stratejik bir öneme sahipti. ******,
    Selanik Askeri Rüştiyesi’ni bitirdikten sonra Manastır Askeri İdadisi’ne
    girdi. 1896-1898 Manastır Askeri İdadisi’nde okudu. Buradaki eğitimi
    sırasında şiir ve hitabet sanatı ile ilgilenmeye başladı. Hatta kendisi
    “Eğer hitabet hocamız Alay Emini, Mehmet Asım Efendi imdadına
    yetişmeseydi bende şair olup çıkacaktım,çünkü hevesim vardı.”
    Demektedir. Çünkü Mehmet Asım Efendi, şiir ve hitabet ile uğraşmasının
    askerlikte başarılı olmasının engelleyeceğini söylemişti. Mustafa Kemal,
    edebiyat alanın da Namık Kemal ve eserlerinden önemli ölçüde
    yararlandı.






    İdadi
    de ki Fransızca öğretmeni Yüzbaşı Naküyiddin Yücekök Bey,başarılı bir
    öğrenci olan ******’le yakından ilgileniyordu. Kurmay Subay olarak
    mutlaka yabancı bir dil öğrenmesi gerektiğine inandığı için Fransızca
    öğrenmesinin büyük destek veriyordu.



    Tarihe
    özellikle de Türk tarihine büyük merak duyan Mustafa Kemal’e tarih
    öğretmeni Kolağası Tevfik Bey yeni ufuklar açmıştır. ******’ün burada
    başlayan tarih sevgisi hayatı boyunca devam etmiştir.



    Mustafa
    Kemal’i Manastır’ da iken en çok etkileyen olay 1897 yılında başlayan
    Türk-Yunan savaşıdır. Bu savaş da önemli bir zafer kazanan Türk
    ordusunun anlaşma masasında zarara uğraması ******’te engin bir vatan
    sevgisinin oluşmasında etkili oldu. Gönüllü olarak savaşa katılmak
    istediyse de bunda başarılı olamadı.



    Selanik
    ve Manastır şehirlerinin Avrupa kültüründen çok çabuk etkilenmesi ve
    Osmanlı yönetiminin bu şehirleri çok sıkı kontrol altında tutamaması,
    yönetime karşı olanların faaliyetlerine artırmalarına neden olmuştur.
    Mustafa Kemal de çeşitli çevreler ile ilişkiye girerek kendisini her
    yönden geliştirmiştir.



    SOFYA



    Mustafa
    Kemal’in Sofya’daki yaşantısı batılı bir toplum içinde ilk yaşayışı
    olması açısından yararlı bir deneme olmuştur. Burada ilk kez bir Avrupa
    başkentindeki toplum hayatının incelikleriyle karşılaşmıştır.



    Mustafa
    Kemal , Fethi Bey’in arkasından ataşemilliter olarak Sofya’ya geldiği
    zaman şehirde balkan savaşlarının acısı unutulmaya çalışılıyordu.
    Mustafa Kemal buradaki görevine ciddi olarak sarılmıştı. Bu görevin
    askeri olduğu kadar siyasi olduğunu düşünüyordu.



    Memleketi
    yakından tanımak ve özellikle nüfuslu Türk azınlığıyla daha yakın
    ilişki kurmak çabasına girişti. Türklerin oturduğu bölgeleri dolaştı.
    Soydaşlarının bu yabancı ülke de çok iyi bir hayat sürdüklerini görerek
    hayret etti. Bulgaristan Türkleri rahatça ticaret yapıyor, bunda da
    başarı gösteriyorlardı. Türkler, Plevne’ de ve daha başka yerlerde
    endüstri kurmuşlardı. Her yerde daha Türkiye’de benzeri görünmeyen güzel
    okullar açılmıştı. Mustafa Kemal, kendi ülkesinde de kendi milletinin
    nasıl bir yaşam düzeyine erişebileceği ve erişmesi gerektiği üzerinde
    belirli bir düşünce edinmeye başladı.



    Mustafa
    Kemal, Sofya’da parlamento rejiminin nasıl işlediğini de gözüyle görüp
    öğrenmiştir. Arkadaşı Şakır Zümre, Bulgar meclisinde millet vekiliydi
    bir sürü partilerden oluşan bu mecliste, Türk milletvekillerinden kurulu
    küçük grup, sayısıyla ölçülmeyecek bir önem taşırdı dengeyi korur,
    arada birde oylarıyla bir tarafın da ağır basmasını sağlardı. Mustafa
    Kemal, meclisin balkonun da oturur, gelişmeleri dikkatle izler, ileride
    yararlanmak üzere parlamento taktiklerinin derinlemesine incelerdi




    İSTANBUL




    ******,
    13 Mart 1899’da İstanbul’daki Harp Okulu’nda eğitime başladı. ******
    ,siyasal düşüncelerinin burada olgunlaşmaya başladığını söylemektedir.
    Burada eğitimine devam etmekle birlikte ülke sorunlarıyla da ilgili
    düşünmeye başlamıştır. Çünkü ülke yönetiminde yanlışlar olduğunu fark
    etmiştir.



    Askerlik
    hayatı süresinde değişik görevlerde bulunan Mustafa Kemal, 13 Kasım
    1918 de İstanbul a gelip Harbiye Nezaretinde göreve başladı. Bu dönem de
    İstanbul, itilaf devletlerinin işgali altına girmişti. İstanbul’un
    dışın da diğer Anadolu şehirleri de işgal altındaydı. Buna karşılık
    İstanbul hükümeti işgallere karşı tepki göstermemekteydi. Mustafa Kemal
    Paşa, İstanbul’daki zayıf kadro ile vatanın kurtulamayacağının
    farkındadır. Herkesin umutsuz olduğu bir ortamda O, her şeyin bitip
    kaybolduğunu kabul etmiyordu. İstanbul’da arkadaşlarıyla konuşuyor,
    tartışıyor,çözüm yolları araştırıyordu. Sonunda kararını verdi.
    Anadolu’ya geceçekti. Orada bir milli teşkilat kurup mücadeleye
    başlayacaktı. Tek güvencesi Türk milletinin bağımsızlık ve mücadele
    aşkıydı. Bu durum karşısında tek çarenin Anadolu’ya geçip Türk halkını
    örgütlemek olduğunu anladı. 19 mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile
    Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savaşını başlattı.bu tarihlerde Karadeniz
    bölgesindeki Rumlar,Türkleri katlediyorlardı. Türklerinde kendilerini
    korumak için yaptıkları mücadeleler bölgede karışıklığın yaşanmasını
    neden oluyordu.



    İtilaf
    Devletleri’nin bölgede ki karışıklıkları gidermek için Osmanlı
    Devleti’ni uyarması üzerine Mustafa Kemal Paşa,9. ordu müfettişi olarak
    Samsun’a gönderildi. Mustafa Kemal’in asıl amacı Türk milletinin
    bağımsızlığını sağlamaktı. Karşılaştığı bütün zorluklara rağmen yılmadı.
    Kurtuluş Savaşını başlattığında yalnız Türk milletine olan güveni
    vardı. Bu durumu “Benim kuvvet ve kudretim,halkın bana gösterdiği
    emniyet ve itimattan ibarettir.” Sözü ile belirtmiştir..



      Forum Saati Cuma Mayıs 10, 2024 2:53 am