GÖZ KAMAŞTIRICI MÜCEVHERLER
Bu kadar zenginlik, kuşkusuz hem imparatorluğun sınırsız kaynakları, hem de sultan ve saray çevresinin sanat ve sanatçıya verdikleri destekle oluşmuştu. Kuyumculuk çok değer verilen bir sanat dalıydı, öyle ki Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman, şehzadelikleri döneminde kuyumculuk öğrenmişlerdi. Saraydaki atölyelerde ve serbest çalışan ustalar içinde kuyumcu, kakmacı, altın ezen, iplik üreten, altın iplikle kumaş dokuyan, işleme yapan pek çok sanatkâr vardı. Bu atölyelerde kullanılan malzemenin denetimi Hazinedarbaşı’nın sorumluluğu altındaydı.
İmparatorluğun erken dönemlerinde Selçuklu, Bizans, Timurlu, Memlûk, Safevî etkileri taşıyan Osmanlı sanatı, 16. yüzyıl ortalarından itibaren kendi özgün üslubunu yaratmıştı. Diğer sanat kollarında olduğu gibi altın ve mücevher işçiliği de bu yönde gelişmişti. Daha sonraları Hint, Mughal kültürlerinden esinler de taşıyan Osmanlı kuyumculuğunun 18. yüzyıldan itibaren Batı sanatının etkisine girmeye başladığını görüyoruz. Yüzyılın ortalarından sonra bu etki daha da arttı, ama yine de geç dönem eserlerinde kendine özgü bir Osmanlı beğenisi de varolmaya devam etti.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Bu kadar zenginlik, kuşkusuz hem imparatorluğun sınırsız kaynakları, hem de sultan ve saray çevresinin sanat ve sanatçıya verdikleri destekle oluşmuştu. Kuyumculuk çok değer verilen bir sanat dalıydı, öyle ki Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman, şehzadelikleri döneminde kuyumculuk öğrenmişlerdi. Saraydaki atölyelerde ve serbest çalışan ustalar içinde kuyumcu, kakmacı, altın ezen, iplik üreten, altın iplikle kumaş dokuyan, işleme yapan pek çok sanatkâr vardı. Bu atölyelerde kullanılan malzemenin denetimi Hazinedarbaşı’nın sorumluluğu altındaydı.
İmparatorluğun erken dönemlerinde Selçuklu, Bizans, Timurlu, Memlûk, Safevî etkileri taşıyan Osmanlı sanatı, 16. yüzyıl ortalarından itibaren kendi özgün üslubunu yaratmıştı. Diğer sanat kollarında olduğu gibi altın ve mücevher işçiliği de bu yönde gelişmişti. Daha sonraları Hint, Mughal kültürlerinden esinler de taşıyan Osmanlı kuyumculuğunun 18. yüzyıldan itibaren Batı sanatının etkisine girmeye başladığını görüyoruz. Yüzyılın ortalarından sonra bu etki daha da arttı, ama yine de geç dönem eserlerinde kendine özgü bir Osmanlı beğenisi de varolmaya devam etti.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]